Haberler

KÜÇÜK İSKENDER İLE FOÇA’DA EDEBİYAT SÖYLEŞİSİ - 6 Eylül 2015

KÜÇÜK İSKENDER İLE FOÇA’DA EDEBİYAT SÖYLEŞİSİ

Küçük İskender, ‘Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali’nin son akşamında, edebiyatseverlerle buluştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Foça Belediyesi işbirliği ile Beşkapılar Kalesi’nde gerçekleşen şiir akşamına, çok sayıda edebiyatsever katıldı.

Küçük İskender, aralarında; Hüzün marşı, Bir nesnenin neresinde akşam olur ve İçindeki çocuk’un da bulunduğu bazı şiirlerini seslendirdi ve kitaplarını imzaladı. Sanatçı, edebiyatseverlerle keyifli bir sohbet gerçekleştirirken, İlhan Berk ve Can Yücel ile yaşadığı neşeli hikayeleri anlattı.

Küçük İskender, sözlerine “Güzel İzmir’in güzel ilçesi Foça’nın bu güzel akşamında, şiire, edebiyata vakit ayırabildiğiniz ve incelikli düşünebildiğiniz için çok teşekkür ederim” diyerek başladı.

Başlangıç konuşmasına masada oturarak başladığını ancak, şiirlerini ayakta seslendireceğini belirten Küçük İskender, “Ayakta olduğum zaman, hayatta olduğumu hissediyorum galiba. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada sadece şairlerin değil, aklıselim bütün insanların aslında oturarak konuşmaması gerektiğini düşünecek bir yetkinliğe erdiğimi düşünüyorum. Bu yüzden şiir okurken, ayakta olmayı tercih ederim” dedi.

Küçük İskender, sözlerine şöyle devam etti;

Ne yazık ki ülkemizde üzücü olaylar yaşanıyor. Bu olaylardan söz edebilmemiz için biraz içinde olmamız gerekiyor. Aslında gerçekten içindeyiz de; televizyon, medya, sosyal medya bizleri çok neşelendirmek ve bu olayda uzaklaştırmak üzere, kurgulanmış bir iktidarla yönetiliyor...

Benim için önemli olan şairler, hayatın onlara dayattığı mutsuzluklarını, huzursuzluklarını ve savaşlarını, mücadelelerini ve haklılıklarını, ellerinden gelecek tüm kuvveti ile göstermeliler. Fakat bütün hayatlarını bunun üzerine kurmamalılar. Çünkü onun arkasında da kendi hayatları, kendi mutlulukları, kendi eğlenceleri, kendi küçük zaafları olması lazım. Her insan gibi olmaları lazım. Çünkü o zaman farkında olmadan bir diktatörlük başlıyor. Şair diktatörlüğü başlıyor. - Hayat çok güzel, siz saçmasapan yaşıyorsunuz ! gibi yerlere gidiyor. Hayır, hayat zor ama hayatın birde keyifli, eğlenceli yanı var. Onu hiç bir zaman atlamamalı şair. Çünkü, hep özlediğimiz gördüğümüz şaire ait olan ‘Umut’ kavramı, zaten oradan besleniyor...

Her sözcük aslında şiirseldir. Çok güzel çocuklarınız vardır ama bir tanesi hafif özürlü doğarsa onu sevmez misiniz ? Eh işte şiir dersek, o biraz özürlü kelimelerse, biraz kabahatlı kelimelerse. O da senin evladın. O da benim Türkçemin kelimesi. O da şiirde yer almayı hak ediyor diye düşünüyorum...

Nazım çok önemli bir şair, Edip Cansever benim için çok önemli ama yabancı bir şair deyince benim aklıma Lorca gelir. Yani fırlama, çok neşeli, çok deli fakat mücedelesinden asla vazgeçmiyor ve hatta bunun bedelini hayatıyla ödüyor. Ben şair deyince Lorca’yı görüyorum. Kusura bakmasın kimse...”

 

 

06.09.2015                                                                                                             Foça Belediyesi Basın Bürosu